ve tam sırası gelmişken
bakamamak ve susmak
öylece yürüyüp gitmek
ardında bıraktığın sevgiliyi
nefretle beslemek kendine
ve manidar bir şekilde beklemek
düzelmesini ve ummasını
aslında biliyorsun
komik bir şekilde hatta
düzelmeyeceğini
umduğunu alamadığının farkındasın
dinlemek istersin
kalbi okşayacak bir sesi
karlı geçmişin altında kalmış şeyleri
hoş olmayan yağmurları
zorlu zamanlar bekliyor seni
zorlu zamanlar bekliyor beni
bir şiir yazarken hep tereddütlüyüm
kendimi göstermeyi hiç sevmedim
istemediğim işlerde çalışmak
ahmak insanlarla sohbette olmak gibi
bir kafede bir salata yemek gibi
nefret ettim
güzel bir aşk şarkısı iyiydi oysa
ondanda nefret ettim
biraz romantik filmler
bana göre değil dedim
ya insanlar? hepsi berbat dedim
dedim ve dedim,
sinir krizleri geçirdiğim
yağmurların pencereme acımadan vurduğu o zamanlar
insanları hatırlıyorum
hala birer işe yaramazlardı
yeryüzüne dökülen her yağmur damlasında
umudu arar gibiydim
bir o kadar aptaldım
ve bir o kadar karamsar
karanlığın kokusunu
ve karanlığın elinden tuttum
yüreğim bir taş parçasına döndü
bir teselli bulamadım
kendimden de
insanlardan da.