Sayfalar

7 Temmuz 2014 Pazartesi

insan ilişkileri öyle dolambaçlı ki,
olması gereken her zaman bana tuhaf geliyor
yani sevgi,aşk veya her ne ise
hani şu günümüz insanlığının en büyük problemi
daimi olmayan bir dünyada daimi bir sevgi arıyoruz ya,
herkes aşktan bahsediyor,aşkın yüceliğinden,
aşkın sonsuzluğundan,aşkın özel olmasından,
aşkın sadakatliğinden,aşkın itaatkarlığından,
aşkın spesifikliğinden,
gerçekten afedersiniz,alınmayın,
en küçük inancım veya saygım bile yok bütün bunlara
açıklamama izin verin,kendi penceremden bakıyorum
isterseniz buna dapdar,hastalıklı bir pencere deyin,
ama umrumda değil,yani gerçekten umrumda değil,
dünyaya bir defa geliyoruz,aynı aşkı aynı sevgiyi
hissedeceğimiz su götürmez gerçekken neden
bunu başka nefeslerde arar insan,başka yüzlerde,
başka kalplerde,bu ne çeşit bir açgözlülük
ne çeşit bir merak,ne çeşit bir merak,
anlamak beni gerçekten yoruyor
veya anlamaya çalışmak,
bunun hakkında ne zaman düşünsem sadece midem bulanır
delicesine,
gitmek isterim,kaçmak isterim,
eğer aşk sadece bir heyecansa,
heyecan da geçici bir şeyse,yani bu aşkı işaret ediyor
o ithaf ettiğiniz kelimeler,duygular
veya kendinizi (bende dahilim) paraladığınız hayatlarımız,
biz ne çeşit bir zaman kaybıyız?
hayır,aşk nasıl bir hastalık çeşidi?
insanoğlunun merak etme içgüdüsünü tetikleyen
veya doğal bir afyon mu desek,
emin değilim.
ama inancım yok,
dünyeviyat en azından.

3 Temmuz 2014 Perşembe

.. Ben adam olmam

her aynaya bakışımda daha çok çirkinleşir gibiyim
saçlarım,sakallarım,tenim
günler geçtikçe dahada yitikleşiyor gibi,
ve bu boşluğun içinde pervasız bir şekilde
düşmeye devam ediyorum,
sanki hiç yere çakılmayacak gibi,
bu boşluk hiç sona ermeyecek gibi,
ama eminim,gün gelecek,
o da sona erecek,
hayat gibi,
güneş gibi,
yeni açılmış bir sigara paketi
veya bir bira şişesi gibi,
biri kuru diğeri ise soğuk,
kalbim ise buz gibi olmuş
ama hala yaşayan bir şeyler varmış gibi hissediyorum
benim küçük salak umutlarım,
güneş gibi yüzsüz,
her gün yeşeriyor yüreğimde,
bu pisliğin içinden çıktığımı görüyorum
yeniden o aptal insanların arasına karıştığımı
hiç bir şeyden haberim yokmuş gibi yapmayı,
veya herşey harikaymış gibi davranmayı,
iki ucu boklu değnek misali,
elinde olmadan çok fazla kullanıyorum bu vecizeyi,
fakat elimden gelen her şey
veya yapabileceğim,
yapmak istemeyeceğim her şey
bu vaziyette,ve bu beni delirtiyor,
içimden bahsetmek o kadar nefret ettirdiki
bir aşağı,bir yukarı yürüyorum
ışıkları kapıyorum,yatağa yatıyorum
yalnız kalp atışlarım,kulaklarımda müzik
zihnimde ise o mide bulandırıcı düşünceler
sonu var mı diyorum? evet var,biliyorum
zaman,kimi zaman öyle hızlı ki,
fakat kalbin acıyorsa,yelkovanla akrep-
bir birine düşman kesiliyor,
"saçmalıklarım cehennemim oldu"
etik insan ahlakı bana ızdırap verdi,
çizginin doğrultusunda yürüyemedim,
diğer şeyler gibi,güvendim,
hep aynı hikayeyi tekrarladım,
kaybetmekten bir türlü yorulamadım,
dalından koparıp meyveyi bir türlü yiyemedim,
kuyulardan çektiğim suyu bir türlü içemedim,
inşaa ettiğim kulübelerde uyuyamadım,
deliler gibi sevdiğim kerahat vaktiyle kanlı bıçak oldum
yalnızlıktan nefret eder oldum,
ama eski bir felsefe vardı tavanda,
bilhassa geceleri,
"yalnızlıktır kadim dostun her gece seni yatağında bekleyen"
sevemedim,
alışamadım o aptal şeye,
bu sessiz haykırışlarımın hiç bir şeyi düzeltmeyeceğine eminim
bu aptal sözcüklerin aptal bir kahırdan öteye geçmeyeceğinide biliyorum
bu hayat oyununda paramı hep bu ölü ata yatırıyorum
ve bir türlü kazanamıyorum,
ne aşkta kazandım,ne de kumarda,
hep bir buruk mizah aklımda,
hep bir feryad figan dilimde,
hüzünlü geceler benimle,
ben adam olmam ey bunu okuyan,
kim değer verip okur,yada hisseder muamma
ben adam olmam,
insanlığın yeni trendi olmuş kahpelik,riyakarlık
ben bunlara ayak uyduramam,
eğer etik buysa,olması gereken buysa
ben adam olmam
aşık adam her şeyi yapar,
rüyaları,geceleri,gündüzleri
aklına gelebilecek tüm gereksiz şeyleri
ne şeref,ne gurur,ne haysiyet vardır
zaten aşık olarak kepazelik yapmıştır
ihanet etmiştir kendine
ihanet etmiştir insanlığa
her günü yeni bir umutla toprağa gömer aşık adam
hiç bir şeyin düzelmeyeceğini bile bile
nefes almaya ve umut etmeye devam eder
her geçen gün bir kürek daha sallar toprağa
bu gereksiz bunalımın içinde kaybolmuştur artık
ve sinirler çok gerilmiştir,
sanki dünya üstündeki bilumum insan yanlış
herkes yanlış
fakat kalbini yakan,hayatını darma duman eden
o insan doğruymuş gibi
dayanamıyorum buna,
o kadar haklıyım ki,
o kadar haksızım ki,
sana verdiğim aşkla kafama sıktın bi süre önce,
ve ben güneşin her doğduğu sabah
diri diri gömülüyorum bu yatağa,
içim acıyor bilmiyorsun,
asla bilemeyeceksin,çünkü ben bir hayalperestim.