Sayfalar

25 Ağustos 2013 Pazar

bu kahkahayı korumalıyım
sanırım en berbatıydı gördüklerimin
henüz olgunlaşmamış
ve bir o kadar da çocuksuydu
yürürken sürekli
takip ediliyormuş hissine kapılırdım
insanlardan da pek hoşlanmıyordum
yaptığım her şey
insanlara garip geliyor diye düşünüyordum
yanılmadığımı anladığımda
kendimi mutlu hissettim
yalnızlığı hissedince mutlu oldum
bir süre alkolle iç içeydim
sigara her zaman vardı
fakat sıkıntılıydı
kendimi kanıtlayabileceğim fiziksel işlerde çalışmadım
yaratıcılık felçi geçirdim çoğu süre
kadınlar tarafından sakat bırakıldım
pek güçlü bir insan sayılmam
insanlar güle oynaya
hiç bir şey yokmuş gibi davranırken
kendi odamda dominolarımı yıkıyordum
zincirlerimi zorluyordum
spesifik biri değildim
dışarıda sıradan olan bir insandan
daha da sıradan birisiyim
son 5 yıl gelecek 5 yıldan pekte farklı olmayacak
güneş orada bir yerde
sıradaki bölümü bekliyor
ve insanlar her birimizin kuyusunu kazıyor
beni geleceğe dair bir karamsarlık olarak görebilirsiniz
sorun değil
hiç bir şey sorun değil.

22 Ağustos 2013 Perşembe

toz

gece 3 gibi gelen serinlik
sigara yaktıran yalnızlığın en yakın dostu sanki
gecenin farkında olmak bu olsa gerek
bin kilometre uzaktaki köpeğin tempolu havlamasını dinlemek
18 yaşında ve sevgiden bahseden müthiş kızlarınız
belki kafalarını telefondan kaldırsalar aşık olabilecekler
evet insanlar kafalarını gökyüzüne çevirmeli
gecenin ikisinde aklıma gelen şey tam da bu
etrafımdaki insanlar sanal
kusmukları bile sanallaşıyor
toz birikmiş kalplerinizde

20 Ağustos 2013 Salı

ve tam sırası gelmişken
bakamamak ve susmak
öylece yürüyüp gitmek
ardında bıraktığın sevgiliyi
nefretle beslemek kendine
ve manidar bir şekilde beklemek
düzelmesini ve ummasını
aslında biliyorsun
komik bir şekilde hatta
düzelmeyeceğini
umduğunu alamadığının farkındasın
dinlemek istersin
kalbi okşayacak bir sesi
karlı geçmişin altında kalmış şeyleri
hoş olmayan yağmurları
zorlu zamanlar bekliyor seni
zorlu zamanlar bekliyor beni
bir şiir yazarken hep tereddütlüyüm
kendimi göstermeyi hiç sevmedim
istemediğim işlerde çalışmak
ahmak insanlarla sohbette olmak gibi
bir kafede bir salata yemek gibi
nefret ettim
güzel bir aşk şarkısı iyiydi oysa
ondanda nefret ettim
biraz romantik filmler
bana göre değil dedim
ya insanlar? hepsi berbat dedim
dedim ve dedim,
sinir krizleri geçirdiğim
yağmurların pencereme acımadan vurduğu o zamanlar
insanları hatırlıyorum
hala birer işe yaramazlardı
yeryüzüne dökülen her yağmur damlasında
umudu arar gibiydim
bir o kadar aptaldım
ve bir o kadar karamsar
karanlığın kokusunu
ve karanlığın elinden tuttum
yüreğim bir taş parçasına döndü
bir teselli bulamadım
kendimden de
insanlardan da.

13 Ağustos 2013 Salı

kutsal yastık








insanlığın dipsiz ve sonsuz pisliğinden
dünyanın ağır neminden ve çirkeflik akan kuzey duvarlarından
uzağa ve daha uzağa kaçmak isteyen benlikleriniz
oluşturuyor
bu dipsiz ve sonsuz pisliği
sokakta bir iki adım at ve iğrençliğin ne kadar yaygın olduğunu gör
düşünememenin cezası ve eğitimliyle eğitilmişin arasındaki fark gibi
her insan diğer insanların dangalak ve işe yaramaz olduğunu düşünüyor
ve ben buradan
sıcak ve ışıksız ıssız odamdan dışarı baktığımda
evet her insan az da olsa gerizekalı ve dangalak
insanlığın gururu bu
ve bazı geceler kendinizi işe yaramaz hergele olarak hissedin
bu sizi geliştirecektir. düşmanlarınıza korku salar.
meraklı ve soluk gözler her yerde.



12 Ağustos 2013 Pazartesi

ziyan

Ziyan da kalmak
Hayatın o pis kokusunun içinde
ve insanların daha çok merak içinde kalması
sorular ve sorular
fakat cevap yok
işte bu
ziyan da kalmak
boşluğun içinde bir boşluk daha bulmak
akıla gelebilecek herşeyin gelmesi
bu başlı başına bir yalan olur
fakat insanı evinde hissettirebilecek bir şey yok hala
mantık ve duygunun birbiriyle asırlardır süren savaşı
yasaklanan ve nizami olan her şey
aşkların ikinci defa gelişinde hiç birşey eskisi gibi olmaz
her şey ziyan da kalır
anlatılmak istenilen herşeyin biraz daha zorlaşması
anlatılmak istenilen şeyin aslında dünya üzerinde olmaması
insanın kalbinin derinliklerinde sakladığı
kilitli sandıklarda duran o bilinmezlikler
iyiliğin,kötülüğün,umudun,uktenin
herşeyden uzak olan bir dünya da yaşama arzusu
her şey çok uzakta
ve herşey ziyan olmakta


6 Ağustos 2013 Salı

ağustos zorlaması

gecenin 2sinde prensesini kaybetmiş bir çoban gibi hissediyorum
elbetti ki nedenini bilmeyiz
ardımızda bıraktığımız insanları neden bıraktık?
hala uslanmaz bir oğlan çocuğu gibi kindar ve yüzsüzüm
hissettiklerimi anlamlandıramıyorsam neden yaşıyorum ki?
bilindiği üzere ölümün olduğu yerde daha ciddi ne olabilir ki?
filmlere konu olan yazmayı unutmuş yazarlar gibiyim
gecenin 2 sinde 80'ler takılıyorum
cesaretimi toplamak için belki de
ne için kullanacağız ?
hangimiz biliyor ki ne için cesaret toplamak istediğini
soru işaretleriyle kaplanmış yatağıma atlayıp
ağustosun zorlamasıyla tavanı izlemeye koyulacağım
sabah için
herhangi bir şey için cesaret toplamak isterim belki.

4 Ağustos 2013 Pazar

" Little girl don't you waste your time
For I've given my heart to this old guitar
You deserve a better love than mine. "


Biraz sıkıntılıydım
aşkın ateşi beni de yakmıştı
tek ihtiyacım bir biraydı
sadece aklımı karıştırıyordu
gelecek ve kadınlar
bana çok garipsin derlerdi
bir sigara yakar
barın ortasından yürürdüm
kalabalığı hep önümde izledim
arkadan gidendim
yürüyerek sokağın aşağısından
ağlayamaz gerçek bir adam
kalbi ağlar kimse bilmez
derdimi anlatabildiğim bir gitar vardı
"küçük kadın vaktini boşa harcama
ben bütün kalbimi bu eski gitara verdim
bilmelisin aşkı en çok sen haketmiştin"
o biraz sıkıntılı derlerdi
vaktim yoktu partilere ve aşklara
bir şeyler aradım karanlık sokaklarda
"o dedi ki 'aşk buralarda değil'
bir mektup açtı 'geri dön' diyordu
birasından bir yudum aldı ve yırttı
bardan çıktı"
aklıma geldi
güldüm ve 
yürüdüm