Sayfalar

25 Ocak 2017 Çarşamba

alkolün bokunu çıkardığım bir gecenin yarısında
uyanıp kana kana su içmek gibiydi
içimdeki özlem,
2 bardaktan sonra tadı kaçtı
ve bir daha uyutmadı,
halının altına attığım pislikler gibiydi
adını koyamadığım hislerim yüzünden
düzlüğe bir türlü çıkamayan arzulardı,
ve bir süre sonra
gözyaşlarım içeri doğru akmaya başladı,
içimi temizlemedi,
boğuldum pisliğin içinde,
yavaşça,kendi kuyumu kazarak
herkes kendi yolunda ilerledi,
hayatının oyununa ayak uydurduk
oldukça karmaşık bir sistem vardı,
ve herkes birbiriyle sınanıyordu,
ailelerimiz,arkadaşlarımız ve ihtiyaçlarımız
hayatın üçgeni buydu,
farkettim,üçgenin içinde kalmak istedim,
o kadar kolay olmadığının farkındaydım
son mevsimin ismini unuttum,
farklı bir isim verdim ona,
adı bende saklı

10 Ocak 2017 Salı

do anahtarı

altmış dokuz yılındayım,
danimarka'da soğuk ve karlı kaldırımların üzerinde yürürken,
yolumu aydınlatan ışık direklerine bakıyorum,
ellerim buz gibi olmuş,
nefesim buhara dönüşüyor,
bir yere oturmanın iyi olacağını düşünüyorum,
biraz ilerledikten sonra,
hemen sağda,
sokağın köşesinde,
kulağıma hiçte acelesi olmayan blues notaları erişiyor,
tanrım
ne büyük bir rahatlama,
do anahtarında ahenkle yürüyen bir piyano solosu,
hemen kendimi içeri atıyorum,
kısa saçlı hafif tıknaz yüzü gülen bir zenci
piyanoya hükmediyor,
caz,
cazın tanrısı,
ve yanında melekleri,
kontra-bas ve davul,
onu izleyen kalabalığın arkasında kalmayı tercih edip,
arkada bara oturuyorum,
bir limonlu cin-tonik söylüyorum,
insanlar heyecanla sohbet edip birbirlerine birşeyler anlatıyorlar,
arkama astığım paltomun cebinden bir sigara çıkartıyorum
ve yakıyorum,
içerisi oldukça loş ve tatlı,
soğuk bir danimarka gecesinde,
caz'ı hissediyorum


9 Ocak 2017 Pazartesi

tik tak tik tak tik tak

hayır bana bakma,
hiç bişey bilmiyorum,
her şey kontrolden çıkmış,ele geçirilmişim
tanrının bana kaçıncı şans verişi?
pencereyi kapalı tutuyorum artık
soğuk o kadarda iyi gelmiyor,
bir şeyler yanlış gidiyor,
ve görmediğim bir takım şeyler de doğru gidiyor,
hissediyorum,
buna inanıyorum,
hayatımda bazı şeyler iyi gitmeli,
ve saklı mağaramı kimseye görmemeli,
biliyorum bütün bu günahlar bir gün bana dönecek
o gün belkide ben burada olmayacağım,
zaman tükeniyor,
tik tak tik tak tik tak tik tak
şarkıların biri bitip diğeri başlıyor
ve artık kulağımıza kuşların cıvıltısı gelmiyor,
elime yeni bi şarkı,yeni bir melodi yapma gayesiyle
aldığım gitar'da küstü bana,
hayatımızın en kendini bilmez zamanındayız,
ve ülkemizde huzur yok,
nizam nerde hiç bi fikrim yok,
herkes kendi dünyasında peygamber,
ve herkes birbirine hükmetmeye çalışıyor,
hatalar yapmaktan yorgun düştük,
haklı çıkmaktan kaçınıyoruz,
kimseyle bir şey yaşamak istemiyoruz,
sadece arkamıza yaslanıp insanların geçişini izliyoruz,
kendimde değiştirmeye çalıştığım şeyleri düşünüyorum
bir kaç yıldır üzerinde çalıştığım şeyler,
hiç biri değişmedi,
sanırım hayatımda değişen tek şey kadınlardı
ve bıraktığı yaralar,
aptalca müzikler dinliyorum,
yavaş,rahatlatıcı ve insanı düşünmeye sevk eden,
ikibinonyedi'den biraz umutluyum
klasik,
başlangıçlar hep umutludur,
işin kolayına kaçmadan kendim savaşmak istiyorum bu sefer
ama içinde olduğum yalnızlığa yıllar sonra tekrar düşüyorum,
böylesinide özledim,böyle içimden geldiği gibi yaşamayıda,
arkamda beni düşünen kimse olmadan yaşamayı da,
başımda bir kaç bela var,
onlardan da kurtulduğumda
sırada ne var?
sanırım yine bekleyip göreceğiz
evet
bekleyip göreceğiz