Sayfalar

13 Mart 2014 Perşembe

bir erkeğin göz yaşları

üzülme sanada sıra gelecek
ne ekersen onu biçeceksin
benim gibi
senin gibi
çok geç
kalk artık uyan
hadi söylemek istediğim çok şey var
fakat tesiri kalmadı
gururumu yerler altına alıyorum tekrar
ve kendımı boşluğun serin kollarına bırakıyorum
bir uyuşturucu gibi
bağımlı olmak bir şeylere
ne seks,ne para,ne lüks bir hayat
hiç biri yeterli değil
bu hayatta iki şeye çare yok
biri ölüme
birisi ise aşka
iyi bilirsin değil mi dostum?
aylar geçse bile
bir anda kızarır gözlerin,bir şarkı çalar
bir kaç damla yaş akar
dönüp bakarsın şu yalnızlığına
bu insan kalabalığın içinde gümbür gümbür yalnızsındır
sevginin çağlayanı yaptıkların artık kurumuştur
yok olmuştur
ve şarkı çalar hala hemde hiç durmadan,acı bir dost gibi
gözler kızarır,boğaz düğümlenir
neon ışıklarının kaldırımlarda yansıdığı bir akşam üstünde
arabanın içinde artık dönüp bakarsın ona
"hiç mi sevmedin?" dersin
ve yaşlar akmaya başlar,hayat bundan ibaret
hayat istenmeyenlere karşı çok yabancı..
her şey çok yabancılaştı

12 Mart 2014 Çarşamba

ey güzel çocuk

sana ulaşmak yasak
yasak bir elma
acılar ise artık nefes almak gibi
sabah uyanmak sensiz bir sabaha
bir kaç defa yaşadım
acı vericiydi
ama ben burda kendimi kepaze etsem
ağlasam,haykırsam,yalvarsam
ne farkeder
ferman yazmadın mı zaten?
büyü,ey güzel çocuk
o bankta olan biten herşey o günün sandığında kilitli kaldı
ve köprünün altında ne fırtınalar koptu
anlayacağın geçti o sular ordan
ve bende bir başıma kaldım bu gemide
evet o gemi,
senin asla sana ait olmadığını düşündüğün
asla ama asla
sana ulaşmak yasak artık ey güzel çocuk
bende çocuğum
saçların ise bir korunaktı benim için
bana bir barınak verdin
ve şimdi hepsini ateşe veriyorsun
kalbimden bir parça götürüyorsun yanında unutma
belki güzel günler bekliyor
fakat ya yatağına yattığında?
iç acıtıcı,
iç karartıcı,
kabullenmem lazım bunu
ve hiç sesimi çıkarmamam gerek
sende üzülme kafana takma,ey güzel çocuk
ayrılırsın,
belki barışırsın
yada bir köşede o günü beklersin.

people are strange

strange
strange
estranged
yabancılaştıran
uzaklaştıran
okyanusun dibindeki gri yunuslar
ve bir ağaçta usulca sallanan tekerlek salıncak
küçük bir kız
beyaz bir kıyafet
çürümüş bir kalp
ve yine aynı film
bir mart,
yitirilmiş kervanına eklenen bir mart daha
kalbimin içine zehirli bir ok saplanmış gibi titreyen
ve oldukça ıslak bir gün
bir mart günü
çıldırıyorum
yaşamak için
mutlu olabilmek için
ve iyi bir baht için
çıldırıyorum
aslında
içimde,
göstermiyorum neler olup bittiğini
en büyük hatam bu oldu
ve saat 21:44
karnım deli gibi aç
iştahsızım
her şey amacından sapmış
ve ben de amacıma ulaşamamışım
bu sefer cesur davranacağım
bu sefer yapacağım
fırtınanın içinden geçeceğim
ardımda kimse kalmayacak
hiç kimse

5 Mart 2014 Çarşamba

ilk mart ayini

dumanaltı korkusu
elime kalem almaktan korktuğum günler oldu
beyaz kağıdın üzerine düşen saç tellerimi izlerken uyuyakalıyordum
aylar geçtikçe yazı küpürleri uzayıp gittikçe kalem silahım oldu
nedenini hiç bilemeyeceğim davranışlar gördüm
anlaşılmadı
dahiyane fikirlerimi hep arka cebime koydum