Sayfalar

30 Ekim 2010 Cumartesi

diyebilmek için

şuursuz ve ne yaptığının farkında olmayan bir gündü bu
tam olarak neyin peşinde olduğunu bilmeyen,
tam olarak neyin savaşını verdiğinin farkında olmayan bir mutant vardı o dünyada
duyguları ve istekleri evrimleşmiş bir zat vardı,
hayattaki ve içindeki sevgilisi onu terk etmiş bir durumda birasını yudumluyordu sadece,
hiç bir şeyin umrunda olmadığını zannederdi
her lanet faktörün ondan kilometrecelerce uzakta olduğu sanardı,
sanardı ve sanardı,
para verirdi daha da uzaklara gitmek için her hangi bir süre zarfın da olacak olsa bile,
daha da kolay dibe vurmak için yapardı kötü olan herşeyi,

söylesene bu tam olarak neyin gururu?
neyin bitmek bilmeyen savaşı,
neyin hasreti,
neyin bilinmezliği

büyük kısa saçlar ve çok bilmiş kızlar ordusu yönetiyor birbirini sadece ama sadece,
egoist aileler belirliyor tahtaların nereye düşeceklerini,
şehrin 4 bir yanına saçılmış küstah ve umursamaz düşünceler
tıpkı kitle silahları gibi imha ediyor sevgileri ve kendilerini,
yudumluyor herkes içkileri ve kadınları yada iyi huylu olduklarını sanan erkekleri,
hepsi birer "diyebilmek için" işte,
bu onların,bizim yada benim ortaya koydukları bir perde
ve ardından arkalarına saklanmak için konulan bir etken sadece,
işte bu kadar basit ve düşürülmüşüz aşklarımız,isteklerimiz uğruna,
hepsi birer d"iyebilmek içindi",
bu bizim kabullenmekte zorlandığımız bir gerçek,
fakat koydum ortaya yazdım işte,
alsana harbi gerçek seni göt beyinli amcık