sorunsuz bir hayat düşünemiyorum
sabah kahvaltımı yaparken huzurla dolduğumu
veya gece yatağıma yattığımda kafamı bir ağaç kakan gibi delen o şeyleri,
onlar olmadan düşünemiyorum
ne mucizevi olurdu
ne kadar ulaşılmaz olurdu
birileri adaleti dağıtmış
tabii ki kendilerine göre fakat
es geçtikleri bir şey var
o da sessiz sakin dört duvarın arasında
hışımla bekleyen o yaşlı adamın öfkesi
pişmanlıklar içe çekilen derin bir nefes
ve pişmanlıkla dolu olduğum zamanlar yaktığım ağır sigaralar
karnımın açlığıyla
ne kadar kasvetli olurdu,
sabahın sekizinde okuyan sela içimi karartırdı
veya yolun üstünde karşılaştığım kedi leşi
insanların o anlamsız gayeleri
dışarda ölen insanlar,çocuklar
açlıktan,sefaletten,sevgisizlikten
adaleti eşit dağıttığını sanıyorlar
fakat unutuyorlar dört duvarın arasında duran
hışımlı yaşlı adamı,
fakat yaşlı adam bekleyecek
ta ki son başlayıp
sahip olduğumuz her şey ölene değin.