sarı kağıda en son döktüğüm kelimeyi hatırlamıyorum
2.dünya savaşından sonra jilete dönüşmeyi bekleyen bombardıman uçağı gibiyim
zamanında yahudileri ve çingeneleri katletmiştim
bacağım kırıldı ve futbolu bırakmak zorunda kaldım
hurdaya ayrıldım
savaş bitti.
yahudiler kelepçelerinden kurtuldu
yanımdan geçerken üzerime tükürdüler
bu sefer son dakika golünü atamadım
hemingway'i üzdüm.
televizyon karşısında öldürdüğüm vakit
beynimin içinde öldürdüğüm bitlerden sayıca azdı
doğru konuya doğru kelimeyi ve doğru eki seçmek
ve bunu tekrarlamaktı mesele
kelimelerin arasında gerilla savaşı veriyordum.
ölü bir yazar gibi hissetmek istiyorsanız biraz yaşamaya çabalayın. gördükleriniz sizi dehşete düşürmeye başlayacak. değişimin ne denli vahşi acımasız ve kalleşçe gerçekleştiğine tanık olun. kaldırımdan geçen insanların ağızlarından akan kıskançlık ve nankörlük sıvılarına iyi bakın. hemingway sikimde bile değil. kendisi kör bir balıkçı ve beş parasız bir peşmergedir. hemingway'i ve beni aynı anda siktir edin ve beyninizin içinde olan , ağzınızdan çıkan , kulağınızdan içeri dolan her şeye neden diye sorun. özendiğiniz ve olmak istenilen şeyin yolu buradan geçiyor. size doğrultulan silahların namlularına bir gül yaprağı iliştirin. bu silah genelde din ve demagojidir. (dinin nasıl kullanıldığını inceleyin veya gözlemleyin demiyorum , çünkü bu bir numaralı delirtici şey.)
çok geçmeden şiirden düz yazıya ve düz yazıdan şiire geçmenin tadına bakın.
cennetten cehenneme cehennemden cehenneme.