Eskisi gibi saf ve hayalleri yüksekte olmayan biri olabilir miyim?
Terkedebilir miyim özgür savaş alanı mı?
İnsanın başına bir iş gelince anlar değerini,bu böyledir,asla değiştiremezsin.
Sanırım kendime izin vermem gerek,içimde,ruhumda bi yerlerde sakin kalmayı dileyen bir mağara var.Bir zamanlar sahip olduğu sessizliğe tekrar sahip olmak istiyor,sessizliği kulaklarımda çınlıyor.Kaldıramıyorum.
Sıradan bir sabaha,gün ışığına sahip olmayalı kaç gün geçti? Aslında bakarsan benim savaşım içimde çoktan bitmiş olmalı. Gelebileceğim yere geldim ve bundan ötesi yok.Herşeyin farkındayım ama engel olamadığım arzularım beni dar ağacına götürüyor,hepsi bu. Beynimi acıtıyor,gözlerimi,kemiklerimi,ayaklarımı. Ve o kadar katlanılmaz geliyor ki herşey,şu sabah odamın içine giren parlak güneş ışıkları özellikle,içimden 'tamam,benden buraya kadar' demek geliyor.
On üç önemli bir yaştır,on üç yaşında bir insan dışarı çıkar,sokakta futbol oynar,internet kafeye gidip counter strike oynar. Bunlar belkide sıradan her çocuğun yapması gereken şeyler. Fakat Nerde hata var? 2009 Nisan'dı. Beyaz Zencileri elime aldığım ilk günü hatırlıyorum,o sayfaları açtıktan sonra hiç birşey eskisi gibi olmadı. Herşey birden tepe taklak oldu sonra çalkalandı ve anide yere çakıldı. Ve ben o dünyanın altında kaldım. Baktığında ilginç bir hayat keşfediyorsun,diğer yandan bir elin yağda diğeri baldayken anlamsız bir iç dünya kargaşasının içinde buluyorsun kendini,henüz pek gelişmemiş algılarınla,düşüncelerinle farklı zihinleri beynine empoze ediyorsun. Ve evet,daha sonra kanına karışıyor,en sonunda sana sahip oluyor asla terketmemek üzere.
Herşeyin bir sırası vardır bu yaşamda,birşeyi inşa etmeye en tepeden başlayamazsın,fiziğe aykırı ve aynı şekilde bu da doğanın oyununa aykırı. Ama ben en tepeden inşa etmeye çalıştım,tepeden aşağıya doğru büyümek istedim. Ama tek başıma gelen şey,bir zeplin gibi yere çakılmak oldu.