Sayfalar

20 Ağustos 2011 Cumartesi

duvarlar konuşamaz,bakar ve dinler sadece

bir kaç gün sonra sahibine vereceğim odam da yankılanan tiktak sesini
korkarım ki birşeyler iyi başlayacak ve kötü sonlanacak
bu değersiz varlığım bir umutla doğdu ve kapkara bir mürekkeple yeşermekte
ağaç yaşken eğildi ve kestiler onu gövdesinden
daha kaç beyin harabe edilecek ucuz beklentiler uğruna
ve daha kaç tabut verilecek toprağa
sorular aklımda ki otobanda yarış yapıyor sanki
geçmiş ne kadar mide bulandırıcı olsa da yine de arasında güzel şeylere rastlamak mümkün
bazen güzel şeyler bile insanın midesini bulandırabiliyor
gülen insanlar,batmakta olan bir güneş,iyi giden bir eğitim kariyeri,mükemmel bir üniversite bölümü,herşeyin yolunda olduğu bir ilişki

bazen insan yatağına yatar ve tavanı izlemeye başlar,aklından milyon tane düşünce geçer
kimisi hemen kaybolur kimisi takılır tavana ve onu izlemeye başlarsın
içini yer,içini kemirir beklentiler,ve insanoğlunun bir huyu vardır
olmayacak şeylere karşı bi tutkusu
budur aslında belkide bu karamsarlığımızın sebebi
veya ne bileyim tahtaların düştüğü yerdir belki de problem
garipseniyoruz dostlarım,burada yapayalnız bir şekilde,hiç kimsenin bizi beklemediği ve önemsemediği bir kılığa büründük bu gece
şüphelerimiz hep kazandı matık savaşımızı ve bize iyi niyetle yaklaşanların altında bile bir art niyet aradık
ne kazandık?
hiç birşey,bazı şeyler at boku kadar gerçek ve sıkıcıdır
bu sıkıntıyı aşmanın bir yolunu göremiyorum,şu serin ağustos gecesin de aklım da olan tek birşey varsa o da geleceğin mutlaki umursamazlığıdır
geçmişimiz de çizmişiz zaten bir resimi,ve resim siyah ağırlığında
deniyorum şuan kendimi rahatlatmayım fakat nafile.kıskançlığım beynimi ele geçirmiş