yıllar oldu hala sevmiyorum
bir orospu
isteyeceği belli
alacağı belli
hakettiğini verdim ona
sehrin en sevimli orospusu
nefretimin orospusu
doğal bir hüzün kaynağı
aşk , özgüven , para...
dünyanın orospusu
pencereyi açtığında
bilirsin eylülde ıslanırsın bazen
zeus'un orospusu
bir tane değil bazen aşk
binlerce aşk
hepsi orospu
29 Ağustos 2012 Çarşamba
23 Ağustos 2012 Perşembe
özgür düşünce boş bir zihin
ve eve geldiğinde yalnızlığın seni bekleyeni
en makbulu hayatın belki
insan anlıyor kafasının doluluğuyla
bir çok defa denersin
ve dünyaya bebekler gelir
bi zaman sonra sıkılırsın
çünkü hayat her zaman sıkıcıdır
anıl yabani bir ot gibidir
ormanın içinde bütünleşmiş
tabiyattan kovulmuş zehirli bir çiçek
tek mikrofon işimi görür ve tek aşk
aşık olmak kolay değil
özellikle insanların bütün numaralarını bilirken
elin bir çok saçmalığa gider
ayakların pis bataklıklara yürür
her zaman gelecek hakkında teorin vardır
masum çocuklar katledilir
masun insanlar öldürülür
böyle bir dünyada zihnime liderlik ediyorum
herşeyim var,hiç bir şeyim yok
kalemimi buldum ittim saçmalığı
ve aldım hediye olarak mermiyi zihnime
gençtim hayatın sadece mutluluk olduğunu düşünüyordum
bir çok önemli noktayı atlamışım
ve kendimi saçmalıkların içinde buldum
yaralıydım gözüm dönmüştü ve tedirgindim herşeyden
yeterince sert olamadım hiç bir zaman ve yüzüm hep tebessümlüydü
fotoğraflara gülmeyi sevmezdim,buna alıştırıldım
bazen kendimi denek maymunu gibi hissediyorum ama
zihnimdeki kral tahtan indirilmiş
bir devrim var içimde,fikirlerimde ve bakış açımda
benim dünyamda hiç birşey olması gerektiği gibi değil
hepsi ters yönde ve ben iyi bir oğlandım olsa bile bir kaç kalp kırığım
anıl ormanın içinde tabiyattan kovulmuş yabani bir ot gibi
özgürlük yada mapushane,hangisi daha iyi acaba?
yazılar bi işe yaramaz,düzeltmez ve elektirkleri asla yakmaz
benim dünyamda zenci bir isa var,
bir cenabet haham var
kabileden kovulmuş bir orangutan var fakat neyseki
şanslıyız Elhamdülillah
biz mazlumların farklı bir köşede duranlarıyız fakat içimiz aynı
kalbim için bütün bu saçmalıklar bir kenara sadece Allahtir baki
ve eve geldiğinde yalnızlığın seni bekleyeni
en makbulu hayatın belki
insan anlıyor kafasının doluluğuyla
bir çok defa denersin
ve dünyaya bebekler gelir
bi zaman sonra sıkılırsın
çünkü hayat her zaman sıkıcıdır
anıl yabani bir ot gibidir
ormanın içinde bütünleşmiş
tabiyattan kovulmuş zehirli bir çiçek
tek mikrofon işimi görür ve tek aşk
aşık olmak kolay değil
özellikle insanların bütün numaralarını bilirken
elin bir çok saçmalığa gider
ayakların pis bataklıklara yürür
her zaman gelecek hakkında teorin vardır
masum çocuklar katledilir
masun insanlar öldürülür
böyle bir dünyada zihnime liderlik ediyorum
herşeyim var,hiç bir şeyim yok
kalemimi buldum ittim saçmalığı
ve aldım hediye olarak mermiyi zihnime
gençtim hayatın sadece mutluluk olduğunu düşünüyordum
bir çok önemli noktayı atlamışım
ve kendimi saçmalıkların içinde buldum
yaralıydım gözüm dönmüştü ve tedirgindim herşeyden
yeterince sert olamadım hiç bir zaman ve yüzüm hep tebessümlüydü
fotoğraflara gülmeyi sevmezdim,buna alıştırıldım
bazen kendimi denek maymunu gibi hissediyorum ama
zihnimdeki kral tahtan indirilmiş
bir devrim var içimde,fikirlerimde ve bakış açımda
benim dünyamda hiç birşey olması gerektiği gibi değil
hepsi ters yönde ve ben iyi bir oğlandım olsa bile bir kaç kalp kırığım
anıl ormanın içinde tabiyattan kovulmuş yabani bir ot gibi
özgürlük yada mapushane,hangisi daha iyi acaba?
yazılar bi işe yaramaz,düzeltmez ve elektirkleri asla yakmaz
benim dünyamda zenci bir isa var,
bir cenabet haham var
kabileden kovulmuş bir orangutan var fakat neyseki
şanslıyız Elhamdülillah
biz mazlumların farklı bir köşede duranlarıyız fakat içimiz aynı
kalbim için bütün bu saçmalıklar bir kenara sadece Allahtir baki
22 Ağustos 2012 Çarşamba
seks&kadınlar hakkında
yalnızlığın omuzları çökertmeye başladığı zamanlar. genelde sabahın ilk ışıkları , ortaya çıkan şefkat ve sevgi ihtiyacından bahsediyorum. hippi ya da çingene olmamıza gerek yok. her birimiz iyi birer insan olmak için uğraşırız.(!)
sabahın ilk ışıkları hippi ya da çingene fark etmeksinizin aşk saatidir. yalnızlığın beyninizde derin hasarlar bıraktığı zamanlarda. bir kadının sizinle ilgilenmesi hoşuma gider. her zaman için. ve bu çok önemlidir. çünkü tanrı her dişiyi bir erkeğe tahsis edebilir. bu talih meselesidir. doğru yerde , doğru zamanda bulunmanın ödülüdür.
ve yalnızlığın derinliğinde, güzel bir dişi sizinle ilgiliyse sabahın köründe, seks de bunun yanında güzeldir. güneş ışıkları perdelerin arasından dalıp tenleri nemlendiriyorsa doğru yerde doğru zamanda bulunmuşsundur. sabahın dördünde dediğim gibi hippi ya da çingene fark etmez. camı aç ve bir sigara yak. sonra yatağına dön ve tavanı izle, düşün: ne zaman nerede bulunmalıyım?
6 Ağustos 2012 Pazartesi
Ağır Manifesto
hippilerden nefret ettim,sevgiden nefret ettim,aşk midemi bulandırdı
belkide hiç bir zaman sahip olamadığımdan,etrafım sonsuz taşaklarla dolu belki
küçükken gördüğüm her mesleğe özendim,boyacı,elektrikç,tesisatçı,pilot,çöpçü
sahip olamadığım herşeyi arzuladım belkide,fakat kişiliğim el vermedi hiç bir zaman yüzsüz olmaya
idollerim oldu demirbaşım,kadınlar oldu lanetim,aşklar oldu beni üzen ve yanaşmak istemedim kimseye
herşeyi bilmek istedim ama izin yoktu, ilahi izin hep kıçımda patladı
küçüktüm ağladım büyüdüm anladım hippiler aşktan anlamıyor sarışınlar hep gecikiyordu
bir dilber ya da sarışın fark etmiyordu , kalp kırıcılardı ve beni kullanıp ilk olmaya çalıştılar
duvarda asılı av tüfeğime davranmak istedim arkalarından
bam bam! kabus! terden sırılsıklam olup uyanırdım ama her seferinde
götümle sınandım her zaman sanki,dışarda hep kedilerin feryadını duydum kavgadan
sağlıktan bitap düşmüş bir insandım bazen ameliyathanelerde bir hemşirenin şefkatine ihtiyaç duyan
müşfik olmaya çalıştım ve her zaman müşfik kitaplar bulundu ardımda sağolsunlar,şükran borçluyum onlara
ilham perilerini kalbimden çıkarmak çok zor oldu ve her defasında olmadığım bir kişi oldum sanki
herşey değişiyordu,aşk değişiyordu,köpek değişiyordu ve en iyi arkadaş bir yabancı oluyordu
ne var ki elimde kalan ve götümde patlayan hayaller oldu hep, köpekler bile istemedi beni
banyonun fayanslarında buldum şefkati, ellerimi donduran kalplerden kaçtım belki yolumu bulurum diye
belki yolumuzu bulabilirdik başka bir hayatta. bir dahaki sefere. kalbim daha sağlamken.
gururla arka sokaklardan yürürken(!) ve belki götümde patlayan hayaller ya da arkadaşlıklar değil de
şakağıma dayanmış 9.65 kalibrelikler ve kulağımda çınlayan ihanet nidalarıyla
bu benim hayatımdı ve hiç bir şey istediğim gibi olmuyordu,nefret etmeyi seçtim ve bulutları görmezden geldim
can çekişen saçmalıklarla insanlara güldüm suratlarına,sırıttım ve biliyordum onları ve iğrenç hayatlarını
bir yazı yazıyordum ve pilimi dolduruyordum,sağolsun hep yanımda oldu kalemim,konuşmayı sevmedim hiç
ben buydum nefretle güçleniyordum belimde 15 liğimle sanki sokaklara adalet dağıtmaya hazır,
seni görüyordum orda,lanet herif geri çekil,orospuluk çoğu insanın ruhunda vardır,ve her zaman beslenmek ister
sert çocuktuk elbet kendi çapımızda ve çağımızda. geceleri ağlak bir adamdık.adaleti aradık insanlarda.
küfür ettim sonunda kendime ve düz duvara tırmanmayı bıraktım artık. bir duman daha alıp geleceğe baktım
bir yudum daha alıp gelecekten çaldım. öldüremeyeceklerdi beni orospular.
her bir sik kafalı taşak avcısı beni öldürmeye çalışıyordu. korkmadım hiç biz zaman. dizlerim titremedi.
omzumdaki adamla düşmanlarımızı paylaştık hep. iyi orospu kötü orospu vardı bizim için.
özgürlük mü esaret mi diyerek bulunduk bu yolda ve her zaman ya herru ya merruydu bizim için yaşantı
hiç bir zaman boyun eğmeyecektik,acıyla çokça eğdik belki başımızı ama karşı olduğumuz dünya buydu
her zaman kaybedecek bir sevgimiz oldu,sevgiyle boşlukları doldurur sandık fakat taşak avcısı lanet kancıklar
sürekli ortalıktaydı,yıllar verdi bize tecrübeyi ve hepsini çözdük,iyi orospular her zaman yakındılar
kötülerse aşık olduklarımızdı,şimdi aynı şarkıyla paylaşıyor nefreti ve memnunduk yalnızlığımızdan,evet evet
bozuktu galiba insanlar bunda kara kılabildik ancak. bozuktu çoğu ve benden bile fazla kafayı sıyırmışlardı
bu bizim ulumamızda. beat'e selamı çakar olduk genç yaşta. siki külot yüzü görmeyen oğlanlardık daha.
sahneye çıkmayıp sahneyi inşa ettik hayatta hep ve taşaklı kelimeler seçtim gece yarısına doğru
asla çağrı gelmeyen cep telefonlarımız vardı duvara fırlatmalık. bir ejderhanın intikamı da olabilirdi hayat
bir kedinin kendi taşağını ömrü boyunca yalaması da. fakirdi kafalar ve asıl zenginlik taşaktı.
milyonlarca yol yürüttüm bütün bunlardan kurtulmak ve kaçmak için ve geceleri volta attı hislerim
sentimental'i buldum yalnızlıktan az daha ölecekken,müşfik kelimeler kurtardı çoğu gece beni ve şaibelerimi
hususi insanların bildiği bilinmemiş bir gerçek yaşadım,mutluluğu aradığım zamanlardı ve bulduğumu sandım
istediğim tek şey bunun benim için gerçekten doğru olması ve sevemedik senide,kötü orospular gibi
orospuların aşkını bildik her zaman,ve o telefondan hiç bir zaman beklediğimiz mesaj gelmedi,hayat komikti
kahkahayı bastık elbet delirirken. yarrak dilencisi oğlancılardan değildik. bukowski babamız da değildi.
rock müzik sikimde değil , şiir umrumda değildi. tek dert huzurdu. huzuru mutlulukta aradık bulamadık.
kötülüğün kapısını aradım huzur yoktu. atladık yeniden gece ekspresine. duman altı taşak üstüydü insanlar
satır satır ilerledik huzura. mutluluk yoktu ve bir numaralı insan düşmanıydık
tehlike arz eden tuhaf giyimli pezevenk değildim ama iç cebimde kalbim vardı ve insanlar bunu bilmiyordu.
anıl&cem
sonsuz taşak'a ve diğer tüm
orospu çocuklarına
saygılarımızla...
belkide hiç bir zaman sahip olamadığımdan,etrafım sonsuz taşaklarla dolu belki
küçükken gördüğüm her mesleğe özendim,boyacı,elektrikç,tesisatçı,pilot,çöpçü
sahip olamadığım herşeyi arzuladım belkide,fakat kişiliğim el vermedi hiç bir zaman yüzsüz olmaya
idollerim oldu demirbaşım,kadınlar oldu lanetim,aşklar oldu beni üzen ve yanaşmak istemedim kimseye
herşeyi bilmek istedim ama izin yoktu, ilahi izin hep kıçımda patladı
küçüktüm ağladım büyüdüm anladım hippiler aşktan anlamıyor sarışınlar hep gecikiyordu
bir dilber ya da sarışın fark etmiyordu , kalp kırıcılardı ve beni kullanıp ilk olmaya çalıştılar
duvarda asılı av tüfeğime davranmak istedim arkalarından
bam bam! kabus! terden sırılsıklam olup uyanırdım ama her seferinde
götümle sınandım her zaman sanki,dışarda hep kedilerin feryadını duydum kavgadan
sağlıktan bitap düşmüş bir insandım bazen ameliyathanelerde bir hemşirenin şefkatine ihtiyaç duyan
müşfik olmaya çalıştım ve her zaman müşfik kitaplar bulundu ardımda sağolsunlar,şükran borçluyum onlara
ilham perilerini kalbimden çıkarmak çok zor oldu ve her defasında olmadığım bir kişi oldum sanki
herşey değişiyordu,aşk değişiyordu,köpek değişiyordu ve en iyi arkadaş bir yabancı oluyordu
ne var ki elimde kalan ve götümde patlayan hayaller oldu hep, köpekler bile istemedi beni
banyonun fayanslarında buldum şefkati, ellerimi donduran kalplerden kaçtım belki yolumu bulurum diye
belki yolumuzu bulabilirdik başka bir hayatta. bir dahaki sefere. kalbim daha sağlamken.
gururla arka sokaklardan yürürken(!) ve belki götümde patlayan hayaller ya da arkadaşlıklar değil de
şakağıma dayanmış 9.65 kalibrelikler ve kulağımda çınlayan ihanet nidalarıyla
bu benim hayatımdı ve hiç bir şey istediğim gibi olmuyordu,nefret etmeyi seçtim ve bulutları görmezden geldim
can çekişen saçmalıklarla insanlara güldüm suratlarına,sırıttım ve biliyordum onları ve iğrenç hayatlarını
bir yazı yazıyordum ve pilimi dolduruyordum,sağolsun hep yanımda oldu kalemim,konuşmayı sevmedim hiç
ben buydum nefretle güçleniyordum belimde 15 liğimle sanki sokaklara adalet dağıtmaya hazır,
seni görüyordum orda,lanet herif geri çekil,orospuluk çoğu insanın ruhunda vardır,ve her zaman beslenmek ister
sert çocuktuk elbet kendi çapımızda ve çağımızda. geceleri ağlak bir adamdık.adaleti aradık insanlarda.
küfür ettim sonunda kendime ve düz duvara tırmanmayı bıraktım artık. bir duman daha alıp geleceğe baktım
bir yudum daha alıp gelecekten çaldım. öldüremeyeceklerdi beni orospular.
her bir sik kafalı taşak avcısı beni öldürmeye çalışıyordu. korkmadım hiç biz zaman. dizlerim titremedi.
omzumdaki adamla düşmanlarımızı paylaştık hep. iyi orospu kötü orospu vardı bizim için.
özgürlük mü esaret mi diyerek bulunduk bu yolda ve her zaman ya herru ya merruydu bizim için yaşantı
hiç bir zaman boyun eğmeyecektik,acıyla çokça eğdik belki başımızı ama karşı olduğumuz dünya buydu
her zaman kaybedecek bir sevgimiz oldu,sevgiyle boşlukları doldurur sandık fakat taşak avcısı lanet kancıklar
sürekli ortalıktaydı,yıllar verdi bize tecrübeyi ve hepsini çözdük,iyi orospular her zaman yakındılar
kötülerse aşık olduklarımızdı,şimdi aynı şarkıyla paylaşıyor nefreti ve memnunduk yalnızlığımızdan,evet evet
bozuktu galiba insanlar bunda kara kılabildik ancak. bozuktu çoğu ve benden bile fazla kafayı sıyırmışlardı
bu bizim ulumamızda. beat'e selamı çakar olduk genç yaşta. siki külot yüzü görmeyen oğlanlardık daha.
sahneye çıkmayıp sahneyi inşa ettik hayatta hep ve taşaklı kelimeler seçtim gece yarısına doğru
asla çağrı gelmeyen cep telefonlarımız vardı duvara fırlatmalık. bir ejderhanın intikamı da olabilirdi hayat
bir kedinin kendi taşağını ömrü boyunca yalaması da. fakirdi kafalar ve asıl zenginlik taşaktı.
milyonlarca yol yürüttüm bütün bunlardan kurtulmak ve kaçmak için ve geceleri volta attı hislerim
sentimental'i buldum yalnızlıktan az daha ölecekken,müşfik kelimeler kurtardı çoğu gece beni ve şaibelerimi
hususi insanların bildiği bilinmemiş bir gerçek yaşadım,mutluluğu aradığım zamanlardı ve bulduğumu sandım
istediğim tek şey bunun benim için gerçekten doğru olması ve sevemedik senide,kötü orospular gibi
orospuların aşkını bildik her zaman,ve o telefondan hiç bir zaman beklediğimiz mesaj gelmedi,hayat komikti
kahkahayı bastık elbet delirirken. yarrak dilencisi oğlancılardan değildik. bukowski babamız da değildi.
rock müzik sikimde değil , şiir umrumda değildi. tek dert huzurdu. huzuru mutlulukta aradık bulamadık.
kötülüğün kapısını aradım huzur yoktu. atladık yeniden gece ekspresine. duman altı taşak üstüydü insanlar
satır satır ilerledik huzura. mutluluk yoktu ve bir numaralı insan düşmanıydık
tehlike arz eden tuhaf giyimli pezevenk değildim ama iç cebimde kalbim vardı ve insanlar bunu bilmiyordu.
anıl&cem
sonsuz taşak'a ve diğer tüm
orospu çocuklarına
saygılarımızla...
5 Ağustos 2012 Pazar
Şehrin Işıkları
o uzun zamandır ortalıktan kayboldu
kendi bir dünyası vardı yıllardır
bir dilbere sahip oldu kalbini verdi
o Aqualung'tu belkide,benim arkadaşım
sıcak bir kupa çaya ihtiyacı vardı
hiç bir zaman dayanacak bir omuza ihtiyacı olmadı
bir ormanın içinde buldu kendini
ve zenci adam dedi "hoş geldin orman seni sikecek"
çelişkilerden uzak yaşadı,hayvan gibi olmak hoşuna gidiyordu
o bankta yatan bir gönül ayyaşıydı,kalabalığın arkasında durmayı tercih eden
ve insanların yüzüne bakmayı sevmezdi,rahatsız edilmemek istiyordu
benimle alıp veremediği birşeyleri vardı,ve bu her zaman iyiydi
sentimental'i onunla beraber bulmuştuk ve henüz tamamlamamıştık ergenliği
yoğun bir ağustos gününde karar vermiştik protestonun ilk ayağına
bu tip sembolik şeyleri her zaman yaşıyorduk,bu hiç bir zaman yeni bişey olmadı
ama hayat sürekli yeni bir şans veriyordu yalnızlık için ve ilişkiler için
en iyi anılar soda ve puronun eşliğinde konuşuldu her zaman
umumi spor salonlarının tuvaletlerinde birbirimizi yumruklarken de aradığımız birşeyler vardı
sıkı bir yumruğua ihtiyacım var dediğimde de birşeyleri arıyorduk
fakat radyoda hep istediğimiz şarkılar çaldı
yapacak birşey her zaman vardır belkide
belkide susmaktır yapılacak en iyi şey
sentimental'ın hoyratça geçen mevsimlerinde bulduğumuz tek şey kalbimizde hiç kapanmayacak olan yalnızlık
bunu buraya bir şekilde anlatmaya çalıştık,
ve hiç bir zaman beğenilme iç güdüsü gütmedik
üzgünüz hiç bir şeye dikkat etmedik
belki kırdık bir çok şeyi,belki naçizane takipçilerimize bir çok mesaj verdik
anlatmaya çalıştığımız tek şey şuydu,
"yalnızlık en iyisidir bazense en kötüsü"
ben ahmet anıl ve değerli dostum cem bu lanet sükseyi yapmalıydık
duygusal demokrasi ilişkiler ve dünya varolduğu sürece her zaman olacak
barış ve sevgiyle kalın
Anıl
kendi bir dünyası vardı yıllardır
bir dilbere sahip oldu kalbini verdi
o Aqualung'tu belkide,benim arkadaşım
sıcak bir kupa çaya ihtiyacı vardı
hiç bir zaman dayanacak bir omuza ihtiyacı olmadı
bir ormanın içinde buldu kendini
ve zenci adam dedi "hoş geldin orman seni sikecek"
çelişkilerden uzak yaşadı,hayvan gibi olmak hoşuna gidiyordu
o bankta yatan bir gönül ayyaşıydı,kalabalığın arkasında durmayı tercih eden
ve insanların yüzüne bakmayı sevmezdi,rahatsız edilmemek istiyordu
benimle alıp veremediği birşeyleri vardı,ve bu her zaman iyiydi
sentimental'i onunla beraber bulmuştuk ve henüz tamamlamamıştık ergenliği
yoğun bir ağustos gününde karar vermiştik protestonun ilk ayağına
bu tip sembolik şeyleri her zaman yaşıyorduk,bu hiç bir zaman yeni bişey olmadı
ama hayat sürekli yeni bir şans veriyordu yalnızlık için ve ilişkiler için
en iyi anılar soda ve puronun eşliğinde konuşuldu her zaman
umumi spor salonlarının tuvaletlerinde birbirimizi yumruklarken de aradığımız birşeyler vardı
sıkı bir yumruğua ihtiyacım var dediğimde de birşeyleri arıyorduk
fakat radyoda hep istediğimiz şarkılar çaldı
yapacak birşey her zaman vardır belkide
belkide susmaktır yapılacak en iyi şey
sentimental'ın hoyratça geçen mevsimlerinde bulduğumuz tek şey kalbimizde hiç kapanmayacak olan yalnızlık
bunu buraya bir şekilde anlatmaya çalıştık,
ve hiç bir zaman beğenilme iç güdüsü gütmedik
üzgünüz hiç bir şeye dikkat etmedik
belki kırdık bir çok şeyi,belki naçizane takipçilerimize bir çok mesaj verdik
anlatmaya çalıştığımız tek şey şuydu,
"yalnızlık en iyisidir bazense en kötüsü"
ben ahmet anıl ve değerli dostum cem bu lanet sükseyi yapmalıydık
duygusal demokrasi ilişkiler ve dünya varolduğu sürece her zaman olacak
barış ve sevgiyle kalın
Anıl
orada olacağım '12
şehir merkezi kas müzesi
elveda dedik hepimiz çocuklarımıza
sifonu çekerken üstlerine
kara şimşek çoktan düşmüş
kimsenin haberi yok
ve orospu çocukluğu kol geziyor
içimi titreten bu melodi
kafanı siksin en yalnız gecende
hisset nefreti ey insanlar!
hissedemiyorum bana ihtiyacın olduğunu
ve daha kötü olmanı istiyorum
kaldırım taşına yapışan bir orospu sakızı
100 euroluk bir götsün
asla boşalamayan bir pezevenksin
ölü bir starsın hatırlanmayan
konusu son dizede aşka kayan
yavşak bir şiirsin
hayat şudur budur bukowski dölüsün
ama ben orada olacağım
sevgi ve barış içerisinde
toprağa gömecekler seni
isimsiz bir adam ve kötü bir adam olarak
gebermeni seyredeceğim
alkış tutacağım
dumanım ve asidimin yanında
orospu nidaları eşliğinde
bir tek ertesi gece anacağım seni
barış ve sevgi içinde
lizard temmuz mahsülü '12
sentimental movie 2 yaşında!
2 Ağustos 2012 Perşembe
Anıl Rapsodi
Bana doğrultulmuş bütün fikirler,ilk olarak bir patlamayla var oldular ve önüme serpildiler
Her zaman bir set kurdum önüme ve onları en arkadan izlmeyi tercih ettim
Karanlıkla çokça bütünleştim,odakt yaşadım,göz yaşlarım bildi ve gördü,akmadılar
Sanırım gitmeliydim kalplerinden,bildiğim tüm filmler aynı bitti,ve sitem ettim herşeye
Bazen hiç doğmasaydım diyordum,rapsodimi yaparken insanlara,kimse anlamadı içimde olan biteni
Kimse ilgilenmedi dünyamla,herkes yüzeyseldi ve sığ kalpliler geçti bu köprüden çokça
Hepsi aynı yeri boyladı,kurtarabildiklerimi kurtardım,istediklerimi yaratabildim
Ve çokça koştum mutluluğuna ardından şuursuzca,bilmeden,çokta bir bokmuş gibi
Ama boş bir kalp her zaman daha iyisidir,dolusu ise sadece mutluluk verir,ki bu da bir şeydir
Serin Ağustos gecelerinde çokça öğrendiğimiz bir hikayedir bu Rapsodi,bilindik bir antikacı
Daha önce hiç okunmamış berbat fakat kapağı güzel insanlar gibi,en sevdiğiniz şarkının radyoda çıkması gibi
Hiç birşey gerçekten önemli değil,önemli olan yanlışlar değil,onlardan birer doğru yaratabilmek
Her zaman bir set kurdum önüme ve onları en arkadan izlmeyi tercih ettim
Karanlıkla çokça bütünleştim,odakt yaşadım,göz yaşlarım bildi ve gördü,akmadılar
Sanırım gitmeliydim kalplerinden,bildiğim tüm filmler aynı bitti,ve sitem ettim herşeye
Bazen hiç doğmasaydım diyordum,rapsodimi yaparken insanlara,kimse anlamadı içimde olan biteni
Kimse ilgilenmedi dünyamla,herkes yüzeyseldi ve sığ kalpliler geçti bu köprüden çokça
Hepsi aynı yeri boyladı,kurtarabildiklerimi kurtardım,istediklerimi yaratabildim
Ve çokça koştum mutluluğuna ardından şuursuzca,bilmeden,çokta bir bokmuş gibi
Ama boş bir kalp her zaman daha iyisidir,dolusu ise sadece mutluluk verir,ki bu da bir şeydir
Serin Ağustos gecelerinde çokça öğrendiğimiz bir hikayedir bu Rapsodi,bilindik bir antikacı
Daha önce hiç okunmamış berbat fakat kapağı güzel insanlar gibi,en sevdiğiniz şarkının radyoda çıkması gibi
Hiç birşey gerçekten önemli değil,önemli olan yanlışlar değil,onlardan birer doğru yaratabilmek
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)